Ana Sayfa » Genel Başkan'dan Mesajlar » Şii-Sünni Kardeştir

Şii-Sünni Kardeştir

Şii-Sünni Kardeştir


Türkiye'de Alevi kardeşlerimizin kapıları işaretlenmekte, evleri taşlanmaktadır. Bizim için bir olan kardeşlerimiz geçmişten beri "öteki" gösterilmektedir.
Dünya genelinde de durum aynıdır. Sünni dünyasında Şiilerin batıl, Şia aleminde ise Sünnilerin yanlış olduğu ifade edilerek, kışkırtma politikaları devamlı surette pompalanmaktadır.
"Şia batıldır" diyenlerin dayanaklarına baktığımızda, İslam tarihine sokulan hurafeler ile karşılaşmaktayız. Şia'nın kurucusu olarak takdim edilen Abdullah b. Sebe isimli şahıs, aslında hiç yaşamamış bir hayal kahramandır. Peygamberimiz ve İmam Ali (as) ile hiç yan yana gelmemiş bu şahıs, maksatlı olarak, "İmam Ali'nin (as) arkadaşlarına yön vermiş ve onlara baş olmuş Yahudi bir şahsiyet" olarak anlatılmaktadır.
İmam Ali'nin hilafeti, imamların masumiyeti, Hz. Mehdi'nin zuhuru, Hz. Mehdi'nin Hz. Fatıma'nın (as) soyundan geleceği inancı gibi İslam itikadı açısından meşru olan görüşlerin yanında, batıl inanışlar da İbn Sebe'ye mal edilerek, bu hayalet İslam coğrafyasında itibar edilen bir şahıs haline getirilmiştir.
Sebe'nin nakillerini yapan ravi Seyf bin Ömer'dir. Sözüne güvenilmeyen ve yalan hadis rivayet eden biri olarak tanınan Seyf'den sonra Ahmed Emin, Van Vloten, Nicholson, D. M. Donaldson, Wellhausen gibi müsteşrikler, tarihçi Taberi'yi kaynak göstererek, Abdullah b. Sebe'den rivayetlerde bulunmuşlardır. Bu rivayetlerde Şia'nın Yahudilik, Hıristiyanlık ve Zerdüştlükten etkilendiği iddia edilmektedir.
Müsteşrikler, Şia'nın ilk dönemlerini anlatırken İbn Sebe'nin taraftarı olan Sabailerin, İslam'ın esaslarını bozduklarından bahsetmektedirler. Sünni dünya, Abdullah b. Sebe'nin görüşlerini Şia'nın kuruluşu konusunda kaynak kabul etmişlerdir. Netice de Ehl-i Beyt ekolü ihmal edilmiş, yanlışlar doğruların yerini almıştır. Oysa Kur'an ayetleri ve hadisler ile sabittir ki, Ehl-i Beyt İslam'ın özüdür.
İmam Ali Efendimizi ve Ehl-i Beyt'i sevenler olarak tanımlanabilecek Aleviler ise bu manada İslam'ı tam manası ile yaşamlarına geçirenlerdir. Bugün İslam tarihini değiştiren büyük yalanlar kaynak ve delil alınarak karalanmaya çalışılan Alevi kardeşlerimizi reddetmeye çalışanlar iyi bilmelidirler ki, neticeleri siyasi olacak büyük bir oyuna alet olmaktalar. Alevi veya Sünni ayrımcılığı, gerçek karşı safı unutturmak için uydurulmuştur.